Güneşini Yitiren Ülke, 4
Zamanda yer almaktan korkmayanlardık,
sıradan bir yaşamla
sıradan bir ölüme dönüp bakmayanlardık,
güneşin türküsünü
güneşin şiirini,
dilinde, yüzünde, yüreğinde
ve ellerinde taşıyanlardık,
hangisi ağır geldi,
yenildik, bir öncemizde kalmış zamana
ve şimdi korkarak dokunuyoruz sabahlara,
güneşini yitiren ülkemin çocuklarıyla,
dağlara ektik sloganlarımızı,
sağır zakkumlar dirildi,
bir kaktüsten yol eyledik,
dağlarda bıraktık,
yüreğimizin yarısıyla
gül kokan
aşk kokan
sevgi kokan
devrim kokan nefeslerimizi,
dağlarda bıraktık ufka taşıma cesaretini yitirdiğimiz bakışlarımızı,
karanlığı yol eyledik ilkbahar yağmurlarında,
güneş her gün batıyordu
tam biz dokunacakken
tam biz aydınlığın nasıllığını anlatacakken
güneş her gün batıyordu bir mızrak gibi, çare aradığımız zamana,
başlayıp yeniden ve yeniden
bitiremediğimiz cümleler
dikildi önümüze,
eksik sözcükleri kaldıkları yerlerden karıncalarla taşıyacağız,
neresindeydik bu oyunun,
gölgemiz neden önümüzdeydi,
yenilgi hangi parçamıza hedeflenmişti,
sorgusuz kaldık yılların arasında
Soruyorum şimdi,
bir yürekli yanıt kalmıştır dudağınızda diyerek,
dokunduğunuz neydi, sizi mutlu eden ve ardından mutsuz?
Neydi kolay, terketmek mi kalmak mı?
Gökyüzünü çizmeye çalıştım
mavisi yarım kaldı
güneşe yer bulamadım
ve dalgasına küsmüş denize martı,
önce özlem, umut, aşkla dokuduk zamanı
penceremiz sevgi oldu
oradan dokunduk dünyaya
oradan konduk papatyalara,
tüm değerlerimizi perdenin ardına gizledik,
korkuyu tanıdık,
ihanet öfkeyi beslediğinde
yüreğimizle dokuduğumuz sevgi dolu zamanı terk ettik,
kanlı bir eylül sabahında,
ben sizi gördüm güneşinizi yitirirken
sizler de beni,
eksik bakıyorsam belki bu yüzden,
eğer buğulanmışsa gelecek
bir rüzgara eş olsun yüreklerinizdeki tortu,
eğer denizler üstünüze gelmiyorsa
bilin ki gölgenizin arkasındasınızdır halen,
bir sabahı yakalayacağınız anı aramalısınız
bulutların arasından geçip
gözlerinizin güneşe dokunacağı anı arar gibi,
gözlerinizi birleştirin dostlar
beraber bir yarınımız olsun
içinde şiir
içinde aşk
içinde devrim ateşi yanan,
gözlerinizi birleştirin dostlar,
güneşini yitiren ülkemin gözyaşları
üstümüze akmadan..
K.Murat ÇEVİK
25 Haziran 1997, İzmir